14 Mayıs 2014 Çarşamba

rushmore orijinal plakseverler kulübü

zihni'nin gittigidiyordaki us menşeili nays prays mallarını iyice eşelemiş, siparişleri vermiş, gg defterini kapamış ve önceki günden yarım kalan, wes anderson'ın rushmore filmine dönmüştük... spoiler vermek gibi olmasın ama max fischer ve herman blume'nin mezarlık sahnesinin sonunda nefis bir stones şarkısı başladı, aftermath albümünden i am waiting.. uyuyakalmamak için direnen ben film bittiğinde discogs, gittigidiyor ve d&r dünyalarında sabahlara kadar dolanacak bir adamdım artık.



rolling stones'un abcko remaster/reissueları d&r ve çeşitli sanal/reel dükkanlarda sürekli cazip fiyatlarla karşıma çıkıyordu. defalarca albümleri almaya niyetlendim ama hep vazgeçtim.. uk decca orijinallerine ya da erken dönem reissuelarına sahip olmak istedim. remasterları insanlara sorduğumda, misal zoltan records'un sahibi emekcan "bırak yee onları" diyerek yorum yapmadan harcadı, zihni (internet üzerinden sorduğumda) yanıt yollamadı, başkalarından da verimli yanıt alamadım. d&r'dan alır denerim derken dur şu gg'ye bir daha gireyim dedim ve 12 liraya kapaksız orijinal london us baskısı bir out of our heads gördüm. kondüsyonunun iyi olacağını düşünmüyordum ama denemeye değerdi... nitekim özellikle ilk yüzü hayli hışırtılı bir plak geldi. ama hiçbir atlama, crack ya da pop yok... plağı iyice temizleyince, groovelardaki toz, yağ ve bilimum pisliği çıkarınca müthiş olmadı ama yine de mutluyum. gümbür gümbür bir kayıt, baslar yürek titretiyor, sound da dengesiz ve kirli, yeni reissuelarda basların böyle olacağını düşünmüyor, alışverişten memnun oluyorum.



kapaksız orijinal plaklar sanırım birbirini çekiyordu, parkenin üzerinde yapayalnız duran fotosuyla black sabbath: volume 4 çıktı karşıma, vertigo swirl alman ilk baskısı... bende sovyet resmi firması melodiya'nın başardan kalma baskısı vardı. rhino reissueları da vaktiyle almamıştım, vertigo logolu uyduruk reissuelara yüz vermemiş, nems işine hiç girmek istememiştim. gönül öyle ya da böyle o girdabın peşindeydi işte.. çoğunlukla kitap, dergi, resim vb satan, ekseri uyduruk plakları olan ve bu uyduruk plaklara da manasız fiyatlar çekmiş eti koleksiyon isimli bir satıcıydı satıcı. manasız fiyatlar çekilmiş plaklar o kadar kötüydü ki belki bu kadar ucuza sattığı black sabbath müthiş olacak diye gaza geldim ve siparişi verdim. sonuç kısmi hüsran. çok çok çıtırtı, kimi atlamalar, ama nefis bir sound. shure m97x kafa ve iğnemi çıkarıp yerine scratch atmaktan kör jilet kıvamına gelmiş stanton trackmasterı taktım, pikabın kolunun ağırlığını hayvaniye aldım ve grooveların içinde yıllardır birikmiş tozu pisliği kazımak için start tuşuna bastım. ne kadar işe yarayacağını zamanla göreceğiz ve aslında çok umut olmasa da o dönen girdaba bakar durmak da yeter.





black sabbath'ı tek almayayım, kargo parasını azaltayım diye dükkanı umutsuzca kurcalarken 1960 tarihli cliff richards & the shadows: me and my shadows mono orijinal baskısı karşıma çıkmasın mı? memleket pop-rock tarihini okur-dinler-izlerken cliff richard ve özellikle de shadows'un bizimkiler üzerinde çok fena bir etki bıraktığını öğrenmiştim. cliff richards'ın kısa bir zaman içinde sevimsiz bir popçuya dönüşmesinden önce, shadows'la yaptığı ilk albüm bu. vasat şarkılarda bile shadows öttürüyor. monoda jet harris'in basları hayvan gibi tınlıyor. ingilterenin ilk fender stratocasterının sahibi hank marvin vibratoları rüya aleminden yolluyor. fiyatı da 10 lira, 55 senelik plak için kondüsyonu da baya iyi, en sevdiğim şarkının hemen başındaki iki atlama canımı sıksa da canımı gerçekten sıkan olaylar oluyordu bu plaklar kargodan elimize geldiğinde.. somadaki kömür madeninde yüzlerce işçi öldü, madenin içindeki yüzlerce kişiye de ulaşılamadı...

kara haber gelmeden az önce music on vinyl'den çıkan overkill: taking over albümünün nükleer yeşili reissue'sunu kazanabilmek için facebooktaki devil hornları görelim postuna şu fotoyu çekip yollamıştım, somada canını verenlere ve daha canlarını vereceklere acı ile dua okumak yerine öfke ile sendika şarkıları yollamak daha anlamlı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder